Author Archives: Bager Akbay

Sanat ve Teknoloji

Bu sene çok keyif aldığım bir projeye dahil oldum. İstanbul Modern Müzesi’nin, Art Maker Lab Merkezi’nin ilk uygulaması olan “Robotlar Sanat Yapar Mı?” etkinliği. Sorunun cevabını bilmiyorum, aslında bilmek de değildi amacımız bu soruyu sorarken.

Ben hep 20. yüzyılın kelimeleriyle anlatmaya çalıştım kendimi ama bu bir türlü düzgün olmadı. Hatırlıyorum 98’de yoğun tiyatro provaları yaparken bir sabah kabusla uyandım. Rüyamı anlatmak istiyordum ama herkes uyuyordu. Ben de oturup kodunu yazdım. Resmini çizmedim, yazısını yazmadım, aslında ikisini de yaptım ama yazılımın içinde yaptım. Neden böyle yaptığımı, motivasyonumu hatırlamıyorum ama yaptığımı hatırlıyorum. Herkes kendini ifade edebileceği ortamlara ihtiyaç duyar, o an böyle yapmak geldi herhalde içimden. Yıllarca birbirinden çok ayrık! işler ürettim ve uzun yıllar bunlar arasındaki ilişkiyi ben de göremedim.

Teknolojiyle, kodla ve sanatla uğraşıyorum ama bunları iç içe görmek çok kolay olmuyor. Bu kavramlar ve hatta hayatımda rastlantı gibi duran birçok kavram bir araya geldi bu sene.

Önce Haziran’da Nesin Sanat Köyü’nde Osman Koç ile Otonom Sanat Makineleri atölyesini yaptık. Bu aslında yıllardır AmberPlatform ve İskele47 çatıları altında yaptığımız çalışmaları toparladı kafamda.

Ardından Marmara Güzel Sanatlar’da “Günümüz Sanatı” dersini verirken öğrencilere son 20-30 yılın sanat tarihini bu perspektifte anlatırken, onların sordukları sorularla daha da belirginleşti sanatın nerde techne nerde poiesis olduğu.. Ne yaptığımı geç de olsa anlamaya başladım. Berlin’de Ernst Busch akademi de Kukla Yüksek Lisans öğrencilerine kodlama öğretmem ayrı bir olaydı benim için, üniversitedeyken beş yıl kukla oynatmış biri olarak bunu hiç beklemiyordum.

İşte bir yıl içerisinde ordan oraya giderken, yılı Art Maker Lab’la noktalamak harika geldi bana. 5 istasyon tasarladık, gençlerin resim, heykel, edebiyat, fotoğraf ve animasyonu tekrar görmeleri için. Rastlantısallığı anlamaları, makinenin eser üzerindeki etkisini görmeleri ve bunun üzerine soru sormalarını tetiklemek üzerine kurduk yapıları. Minecraft oynarken ürettikleri eserleri 3 boyutlu yazıcıdan basarak heykele çevirmeleri, bir robotun yardımı ile resim çizmeleri, ürettikleri hikayenin resim ve seslerini dinlemeleri vb.

Tüm bu istasyonları kurduktan sonra ilk gün mekanın köşesine çekildim, çocukların içeri doluşmaları, İstanbul Modern’in eğitmen kadrosundaki sanatçı dostlarımın bu cihazları inanılmaz güzel anlatmaları, çocukların yüzündeki büyülenme ama hemen ardından gelen sorularla bu büyülenmenin yerini kavramaya, sorgulamaya bırakması o kadar güzeldi ki. Hele ki önümüzdeki yıl, on binden fazla çocuğun o atölyelere katılacağını bilmek, bu çocukların büyüdüklerindeki sanat teknoloji kod algılarının farklı olacağını hayal edebilmek, benim gibi bir misfit için bunlar o kadar güzel şeyler ki…

Sağol Neslihan Varol, bu hayalin gerçekleşmesi için bütün sabrın emeğin ve deneyiminle 3 yıl uğraştın. Alper Kerpiççi, Ceren Volkan , Avşar Gürpınar, Cansu Curgen hepiniz sağolun. Osman Koç, Ekmel Ertan, Kerem Ozan Bayraktar, Friedrich Kirschner, Serhat Demirhan, Cansu Yalçıner sağolun, sanırım güzel şeyler yaptık, etkilerini görmek belki yıllar alacak ama başka türlü dönüşmüyor aykırı olan gerçekliğe.

Çocuklar için Üretim Mekanları

Herkese Merhaba,

Atölyelerimize tekrar başlıyoruz, size haber vermek istedim.

Atölyelerin kapsamları geniş olacak, yani kodlama ve maker atölyeleri ile sınırlı kalmayacak. Belirli temalarla sınırlandırmak yerine katılımcıların öğrenme şekillerine göre yapılandırmaya karar verdik.

Bazı ana kavramlarımız var tabii ki, üretim becerileri, kendi kendine öğrenmeyi alışkanlık haline getirecek ortamlar yaratmak, takım olma deneyimini arttırmak ve kişisel rollerini keşfetmelerini sağlamak istiyoruz.

Ekibi biraz büyüttük, bu benim tek başıma yaptığım bir proje değil arkasında ciddi emeği olan farklı alanlarda güzel projeler imza atmış kişiler var. Hatta bu kişilerin bir kısmı 10 yaşının altında :)

Bunun için uzun süredir farklı formatlarda yaklaşık 10.000 çocuk ile yaptığımız çalışmalardaki deneyimlerimizi derledik. Malzeme ve alet bilgisi gibi temel becerilerden başlayıp, çocukların kendilerine ve birbirlerine yetmelerini hedefliyoruz ve bunun bilgi, deneyim ve girişimcilik modellerini onlarla oluşturmak istiyoruz.

Şimdilik Kadıköy’de başlıyoruz, mevcut yapıdaki etkinlikler ücretli olacaklar, belirli oranda ücretsiz katılımcı da kabul edeceğiz. Altyapı çalışmalarını sürdürdüğümüz yeni bağımsız mekanımızı açınca Coderdojo’yu ve benzer iki üç formatı da tekrar hayata geçireceğiz.

Çeşitli devlet ve özel okullarla ve STK’larla yaptığımız çalışmaları da buna dahil edip, bir yayıncılık mekanizması kurup etkiyi arttırmayı hedefliyoruz. Derdimiz sürdürülebilir, keyifli üretim alanları yaratmak.

İlgi, bilgi ve ortak projeler için siteye gidip iletişim formunu doldurmanızı istiyorum.

Direkt atölyelere katılmak isteyenler gençler de aşağıdaki adresten üye ol tuşuna basıp ilgili formu doldurabilirler.
http://zemberek.co

Teknoloji ve Çocuk İlişkisi

Teknoloji, bilim ve sanattan uzak çocuklar yetiştirerek dünyayı değiştirmemiz mümkün değil, aksine bu kavramları bizden iyi anlayan ve doğru şekilde kullanan çocuklara ihtiyacımız var.

Teknoloji konusunda verilen kararları politika belirleyenlere ve şirketlere bırakmaya devam edersek halimiz yaman. Her yapı öncelikle kendi varlığını sağlama almak zorundadır. Çocuklarınızın çıkarını sadece siz koruyabilirsiniz ve bunu kendi kendilerine nasıl yapacaklarını onlara öğretebilirsiniz. Bunu yapabilmek için ne yaptıklarını anlamanız gerekiyor, bundan kaçışınız maalesef yok.

Örneğin sürekli “bilgisayar oynadığı” şikayeti ile bize gelen velilerin büyük bir çoğunluğu, çocuklarının bilgisayar başında ne yaptıklarını bilmiyorlar. Hangi yazılımı kullanıyor diye sorduğumuzda, “bilgisayar işte” demek, pek iyi bir cevap değil. Aslında konu çok karışık değil, dikkat etmeniz gereken şeyler şunlar:

1 – Tüketim / Üretim

Tabii ki, üretmek için tüketmek de gerekir ama bunun oranına dikkat etmek lazım. Saatlerce video izleyen bir çocuk, bir süre sonra kendine bir video kanalı açıp içerik üretmeye başlarsa, bu süreci doğru bir şekilde tamamlamış olur. Bu noktada önemli olan tüketimin, üretimi teşvik edecek şekilde planlanmasıdır.

2- Oyun / Oyuncak

Çocukların oynadıkları oyunların türleri de çok önemlidir. Katılımcı oyunları tercih etmemiz gerekir (minecraft, scratch oyunları vs.). Oyuncak, çocuğun kendi oyununu kurması için bir araçtır (Lego gibi oyuncaklar ama hazır model olanlar değil, en ucuz, kutu olarak satılan parçalar). Oyun ise kuralları belirli bir sistemdir. Oyunlardan ziyade oyuncakları tercih etmeniz daha yararlı olacaktır. Eğer oynanan oyun kurallara müdahele hakkı verecek şekilde tasarlandıysa, o da kısmen bir oyuncak sayılabilir.

3- Karmaşık / Basit

Bir alet, çocuğunuza robotik öğrettiğini iddia edebilir ama bunu gerçekten başarıp başarmadığını nasıl anlarsınız ? Profesyonel sistemlerin çoğu doğaları gereği karmaşıktır ve hemen öğrenmek kolay değildir (baskı devre yapıp elektronik öğrenmek gibi). Ancak konuyu aşırı basitleştirmek de yaşa göre iyi olmayabilir (iki üç parçayı birleştirdiğinde çocuğunuzu mucit ilan eden oyuncaklar).
Örneğin, 6-7 yaşındaki bir çocuk, Makey (Makey Makey değil) veya LittleBits ile elektroniğe başlayabilir. Zamanla breadboard ile kendi sistemlerini, hazır satılan elektronik parçalara ekleyebilir. Bir süre sonra Arduino’ya bağlayıp, kendi devrelerini tasarlayabilir ve profesyonelleşmek istediğinde bilmesi gereken herşeye hazır olacaktır. Bu hattı izleyen bir gencin, 14-15 yaşına geldiğinde, elektronik mühendislerine kök söktürebileceğine emin olabilirsiniz. Tabii ki, bu süreçlerin yanında ciddi şekilde araştırma becerilerinin de gelişmiş olması gerekmektedir.

Burada dikkat etmeniz gereken diğer bir konu ise, cihazın standart sistemlerin çok dışında bir şey önerip önermediğidir. Bunu o alanda uzman birine sorup öğrenebilirsiniz. Yani ileride işine yaramayacak çalışma metodları öğrenmesi çok iyi olmayabilir.

Aynı şey yazılımlar için de geçerlidir.

4 – Sosyal / Asosyal

Çocuğunuzun kullandığı yazılımın veya donanımın sosyal yapısı da çok önemli. 3 boyutlu yazıcıyı çocuğunuzun önüne koyup, “Hadi bakalım bize birşeyler üret!” demek çok doğru değildir. Thingiverse gibi siteleri kullanmasını desteklemek de önemlidir. Başkalarının tasarımlarını görmeli, kopyalamalı, değiştirmeli ve geri paylaşmalıdır. Scratch’in web sayfası üzerindeki sosyal yapı, en az Scratch yazılımının kendisi kadar önemlidir. Öğrenmek bileşik bir kavramdır; paylaşmak, kopyalamak, esinlenmek, eleştirmek, öğretmek, en önemli parçalarındandır.

5- Açık / Kapalı

Bir teknolojik cihaz eğer sadece tüketmek için tasarlandıysa, herhangi bir yeri bozulduğunda hatta sadece pilini değiştirmek için sizi tamirciye gitmeye zorlayabilir. Bu aslında çok mantıksız değil çünkü o bir araç , amaç değildir. Lakin bir cihazı öğrenmek, kurcalamak, cihaza hakim olmak için alıyorsanız; ufak tamirler yapabilmeniz, cihazı kendinize göre değiştirebilmeniz gereklidir. Bu durum, o ürüne gerçekten sahip olmanız anlamına gelecektir. Dolayısıyla çocukların kullandığı yazılımlar, hack edilmeye ve/veya tamir edilmeye açık olmalıdır (Android, Minecraft gibi).

6- Özgür / Özel

İşte bu çok önemli bir konu ama bu konuda bizler çok cahiliz. 20 yıl önce dijital dünya yeni şekilleniyordu ve bazı şeyleri kaçırdık. Yıllarca çeşitli firmaların yazılımlarını öğrenmeye çalıştık, bu yazılımların kurslarına gittik, sertifikalarını aldık, uzmanları olduk. Sonra bu yazılımların sahibi olan firmalar ya satıldı, ya kapandı ya da yazılımlarını değiştirme kararı aldı. Bize bunu dikte ettiler ve yılların emeği ciddi bir şekilde zarara uğradı.

Profesyonel hayatta özel yazılım ve donanım kullanılması çok normal. İşinizi en hızlı, en ucuz, en iyi yapmanız gerekiyor. Bunun aksini iddia etmek gerçekçi olmayabilir. Lakin çocuklara bunları öğretmek büyük bir hata olacaktır. 6 yaşında bir çocuğun öğrendiği yazılım özgür yazılım (FOSS, GNU/GPL), kullandığı donanım ise açık donanım olmalıdır. Aksi takdirde çok kolay manipüle edilecektir.

Çocuğunuza pahalı birşey aldığınızda doğru yaptığınızı düşünmeyin. Bu çok tehlikeli bir tuzak. Sanılanın aksine, özel yazılımlar ve donanımlar yaygınlaşma sorunu yaşadıkları için bir çok açıdan zayıf kalabiliyorlar.

Bunun aksi olan durumlar az da olsa var tabii ki. Henüz özgür yazılım geliştirilmemiş olan alanlarda özel yazılımları kullanmak zorunda kalabiliriz. Ayrıca özgür olmasa da, kulllanıcının özgürlüğünü önemseyen yazılımlar da var, bu yazılımların hakkını yememek gerekiyor, lakin sayıları sanılandan oldukça az.

Örneğin; bir firma benim yazılımımı kullanırsan ürettiklerini sadece benim web sitemde paylaşabilirsin, eğitimini vereceksen benim sertifikamı almak zorundasın, satacaksan, başka lisanslar devreye girecek ve daha fazla para vereceksin, sistemi hacklemen kesinlikle yasak, gibi tavırlar sergiliyorsa orada uzak durmak lazım.

Bu konu da çok basit değil ama dikkat etmemiz gereken bir konu. Çocuğunuzun yediği kekin içindeki kimyasalların türü ilginizi çekiyor ise, kullandığı yazılımın ve donanımın lisansları da çekmeli.

Umarız ki, bu kitap sadece çocuğunuza değil size de faydalı olur.
Yaşasın beraber üretmek! Yaşasın hata! Yaşasın merak!

Sevgiler,
Hakan Ataş & Bager Akbay

Bu yazı, 6+ yaş grubu için Abaküs Yayınlarından çıkan Çocuklar İçin Scratch İle Programlama kitabından alınmıştır.

Çocuklar İçin Programlama

scratch-kitap

Hakan Ataş ile beraber yazdığımız Scratch kitabımız ikinci baskısına girmek üzere. Hakan hocam sağolsun, ilk kitapta olduğu gibi ikinci baskıda da tüm yükü üstleniyor bana yapacak pek birşey kalmıyor. Bu vesile ile ilk baskıdaki giriş yazısını sizlerle paylaşmak istedim.

Ayrıca CoderDojo mentörlerimiz kendi eğitim markalarını oluşturdular bu vesile ile onları da kutlamak istiyorum.

Cansu Yalçıner – Çırak Okulu

Rüya Yalçın – Tekne47

Eser Epözdemir – Yaratıcı Araştırmalar Platformu (YAP)

Yolları açık olsun :)

Giriş yazısını ekliyorum


Merhaba Genç!

Bu kitabı senin için yazdık ama sen bu satırları okumayıp, doğrudan konulara başlayacaksın ki bizce de en doğrusu bu, izin verirsen senin yerine velilere ve öğretmenlere bir kaç noktadan bahsetmek istiyoruz. İstersen, tabii ki okuyabilirsin, ilgini çekebilir.

Sevgili Veli & Sevgili Öğretmen,

Bu kitabı elinize aldıysanız, kafanızda çocuklarımızın teknoloji ile arasının nasıl olması gerektiğine dair birçok soru olmalı diye düşünüyoruz. Teknoloji birçok diğer alanla benzer özellikler içeriyor. Örneğin, çocuğunuz mutfaktan çıkmıyor olabilir, ama bunu iyi veya kötü bir şey olarak tanımlamadan önce mutfakta ne yaptığını anlamamız gerekiyor. Sürekli bir şeyler mi yiyor, yoksa sürekli yemek mi yapıyor. Yemesi de kötü birşey değil tabii ki ama yemek yapmayı da öğrenmesi gerekiyor. Hatta yemek yapmaktan keyif alan bir çocuğu desteklemek, ona iyi araçlar almak, metotları öğrenebileceği kaynaklara ve öğrenme/deneme tekniklerine yönlendirmek gereklidir. Arada bir aşçının yanında durması, yaptıkları hakkında gerçekçi yorumlar alabilmesi de çok önemli. Teknoloji konusunda hevesli gençlerin durumu da aslında aynı. Üretiyorlar mı ?  Tüketiyorlar mı ? Asıl sorumuz bu.

Peki nedir bu iyi araç gereçler ve metotlar ?

Teknolojik Araçlar

Yazılım yazabilmek insanın doğal ortamda yapabileceği bir şey değildir. Yazılım yazmayı öğrenmek için üst düzey bilişsel deneyimler yaşanması gereklidir. Yazılım dilleri bu tarz bir iş için hazırlanmış standartlardır. Yazılım dillerini öğrenmek ve öğretmek hep çok zor olmuştur lakin bu konuda yapılan son çalışmalar işleri biraz değiştirdi. Siyah ekranda saatlerce yazı yazılan ortamlardan, Scratch gibi sürükle bırak yapılan yazılım dillerine gelmiş bulunuyoruz. Scratch bir tür görsel programlama dilidir (visual programming language). Bu tip dillerin en önemli özelliği yazım hatalarına (syntax error) izin vermemeleridir. Bunun dışında görsel ve işitsel projelerin yapılması bu dillerde kolaylaştırılmıştır. Bu yüzden öğrenilmesi oldukça kolaydır.

Yazılım 1-2 yıllık yoğunlaştırılmış bir eğitimle çözülebilecek bir sorun değildir, çizim yapmaya benzer. Bir çocuk 2-3 yaşında çizim yapmaya başlarsa, çevresindeki nesneleri görüşü zamanla değişir ve çizim yapmadığında bile çizim yeteneğini geliştirmeye devam eder. Belirli motor becerileri ve deneyimi kazandığında oldukça iyi çizmesi işten bile değildir. Bu yüzden programlama eğitimine 4-5 yaşında başlamak gerekmektedir. Bunun amacı çocuğun hemen proje geliştirmesi değildir. Bu sistemlere aşina olması sağlanıp, günlük hayattaki mekanizmaları anlaması hedeflenmelidir. Küçük yaşta bu farkındalığı kazanan çocuklar için programlama öğrenmek çok daha kolay olacaktır.

Ayrıca öğrenmek için bir yazılım dilini seçerken, bu dilin bize uzun vadede yararlarına bakmak gerekmektedir. Bu yüzden belirli ticari amaçlarla üretilmiş ve belirli firmalara ait olan dilleri seçmek hatalı bir davranış olabilir. Bu firmalar, gelecekte kendi çıkarları gereği bu dilleri kapatabilir veya amaçlarını tamamen değiştirebilirler. Bu yüzden bizler kendi çocuklarımıza bir yazılım öğrettiğimizde bu yazılımın *özgür yazılım olmasını istiyoruz. Bu sayede bu dil herkese açık oluyor ve topluluklar tarafından yönetiliyor. Aynı şey donanım kullanırken de geçerlidir. Örneğin, bu kitapta anlatılan makey makey adlı ürün *açık donanım kategorisine giriyor. Açık donanım olan bir ürünü herkes üretebililiyor dolayısıyla hem fiyatı oldukça uygun oluyor, hem de çeşitliliği yüksek oluyor.

Yöntem

Madem çocuklarımızın geleceğin üreticileri olmalarını istiyoruz, bu konuda da bazı şeyleri netleştirmemiz gerekiyor. Özellikle büyük şehirlerde üretim yok denecek kadar az ve hızla azalmaktadır. Üretim mekanlarının yerini toplantı salonları aldı, bunu geri dönüştürmemiz lazım yoksa herkes pazarlamacı, taşımacı veya hizmet elemanı olacak; bu şekilde güzel yarınları hayal etmek pek mümkün değil. Üretim mekanlarını hatırlamaya çalışalım; bu tip mekânlar dağınıktır, bir mekanın derli toplu olması oranın tanıtım amaçlı kullanıldığını gösterir. Üretim mekanlarında bir çok ufak tefek alet edavat ve bir çok sarf malzemesi bulunur. İçerisi canlıdır, sürekli birşeyler üretilir. Son yıllarda birçok eğitim kurumunun “üretim yapıyoruz” iddiasıyla bir kaç pahalı makina alıp, odanın kullanım saatlerini sınırlayıp, makineler bozulmasın diye kimseye elletmediklerine maalesef şahit oluyoruz. Bir mekanın değeri orada çalışanlar ve o çalışanların ürettikleridir, içerideki pahalı ekipmanlar değil bunu unutmamalıyız

  • Çocuklar kopyalar, bozar, değiştirir. Hatta tüm insanlar böyle öğrenir. İnsan ustalaşana kadar kopya çeker, hatta büyük endüstriler bile bu kopyalama yöntemleri üzerine kuruludur (everything is a remix). Çocukların kopyalamasına izin ve fırsat veriniz.
  • Bozmak bir aletin işlevi dışında kullanılmasıdır, tıpkı yoğurt kabından saksı yapmak gibidir. “Çocuğunuz hacker olmak zorunda” diyoruz, çünkü 20.yüzyıl bize endüstri standartlarını getirdi, bunların birçok yararı vardı ama en önemli zararı çeşitliliği azaltmasıydı. Bu yüzden size sunulan aletlerle yetinmek zorunda değilsiniz, onları bozmak, işlevi dışında kullanmak en önemli hakkınızdır.
  • Hata, öğrenmenin en önemli unsurudur, lakin eğitim sistemi doğruları, başarıyı sever. Bırakın hata yapsınlar başka türlü öğrenemezler. Bunu sizden özellikle talep etmedikleri sürece, onlara doğruyu göstermeyin,. Bir insana öğrenmeyi öğretmek verilebilecek en güzel hediyedir.

Bu yazıda geçen konular sadece bizim fikirlerimiz değil, tartıştığımız birçok usta/uzman ile karar verdiğimiz ortak fikirler, bu yüzden buradaki fikirlerin sahipleri yok. 

‘Eğer daha ilerisini görebildiysem bunun sebebi devlerin omuzları üzerinde durmamdır’

Bu kitabı verdiğimiz eğitimlerin ve ürettiğimiz projelerin arta kalan zamanlarında yazdık. Elimizden geldiğince basit ve yararlı olmasını hedefledik. Sizlerin bu kitaptan çok daha iyilerini yazacağınıza eminiz ve umarız en kısa zamanda bunu yaparsınız. Hatalarımız için şimdiden affola.

Sevgilerimizle

Hakan Ataş, Bager Akbay

Özgür Yazılım:

  • Her türlü amaç için yazılımı çalıştırma özgürlüğü (özgürlük 0)
  • Yazılımın nasıl çalıştığını inceleme ve kendi gereksinimleri doğrultusunda değiştirme özgürlüğü (özgürlük 1).
  • Yazılım kaynak koduna erişim bunun için bir ön şarttır.
  • Yeniden dağıtma ve toplumla paylaşma özgürlüğü (özgürlük 2).
  • Yazılımı geliştirme ve gelişmiş haliyle topluma dağıtma özgürlüğü (özgürlük 3).

Açık Donanım:

  • Tam dokümante edilmiş.
  • Gerekli yazılımlar özgür yazılım.
  • Şeması ve parça listesi, yerleşim planları verilmiş.
  • Üzerinde değişiklik yapılabilir.
  • Aynısı yeniden üretilebilir ve satılabilir.
  • Creative Commons ve diğer lisanlara sahip.

Kaynak: linux.org.tr

Deniz Yılmaz

Yaşadığımı hissettiğim ender anlardan biri sanat eserini üretme anı. Yaptıklarım birçok açıdan saçma geliyor ama dayanamıyorum bazen, kapanıp üretmek istiyorum nedenini bilmeden hatta bilmek istemeden.

Deniz Yılmaz bir robot şair, vatandaş olma derdinde. Daha maymunların böyle bir hakkı yok iken ona sıra gelir mi bilinmez ama elinden geleni yaptı. Posta Gazetesi’nde Yurdumun Şairleri köşesine girmek için aylarca kendi elleriyle! şiirler yazdı. Şiirlerini zarflara koyup yolladı ama başaramadı.

“Boşver be Deniz sevenlerin çok” Deniz Yılmaz’ın facebook sayfasında altlara doğru indikçe, gelişme süreci kısmen görebilirsiniz.

Projeyi, Kasım ayında hem amberFestival‘de hem de Contemporary İstanbul‘da birbirinden tamamen ayrı formatlarda sergileyeceğim. amberFestival’de Laboro Ergo Sum sergisinde kendi evinizde üretebileceğiniz Deniz Yılmaz klonu için bir rehber olacak, tüm kodu özgür bir lisansla yayınlanmış olacak ve  hazır bir robot kitiyle beraber sunulacak. Contemporary İstanbul’un Plugin Yeni Medya Bölümünde ise, Deniz Yılmaz, ilk üretildiği halinde şiir yazarken sergilenecek, şiirleri birer sanat eseri olarak satın alınabilecek. Bir eserin aynı anda hem özgür formatta tutulup, hem de daha bir klasik sanat ortamında satın alınabilir halde tutulmasını deneyimlemek için bu yöntemi seçtim.

Kim bu Deniz Yılmaz derseniz, Bubi‘nin hazırladığı bu video ile kısa bir fikir sahibi olabilirsiniz.

 

Deniz Yılmaz’ın hakkında yazan, o güzel insanların yazılarını buradan okuyabilirsiniz. Ece Göymen’in yazısının online bir versiyonu olmadığı için sadece paylaştığı fotoğrafı ekleyebiliyorum.

“Yurdun robot şairi Deniz Yılmaz”, Ece Göymen, İstanbul Art News

“Şiir denemeleri yazan robot”, Mert Serim, bigumigu

“Hisli robot Deniz Yılmaz’ın hazin hikayesi”, Umut Ali Özbay, sanatblog

“Bu robot şiir yazıyor”, Zeynep Kılıç, Zaman gazetesi

 

Aslında konu karışık, ben robot hakları ile ilgileniyorum, bu açıdan projenin pek başarılı olduğunu düşünmüyorum. Bu konuyu İstanbul Modern’de bir sunumda uzun uzun anlattım .

 

 
Dip not :

Proje bittikten sonraki süreçte beni en heyecanlandıran olaylardan biri, Deniz Yılmaz’ın Dangerous Turkish Minds tarafından paylaşılması oldu.