Şubat, 2014
Usta öldü, yaşasın yeni usta
Her işin bir ustası vardır, ustanın elinden çıkan ürün, kendini hemen belli eder. Ustanın yeni adı ise uzman. Uzmanlaşmanın herkesi büyülediği bir yüzyılda yaşıyoruz. Her gün, her alanda yeni bir şeyler keşfediliyor. Yeni öğrendiğiniz bir konunun bile, başka birinin uzmanlık alanı olduğunu görüyoruz.
Uzmanlığın ne olduğunu daha iyi anlamak için biraz düşünmek lazım. Uzman olmak; bir konu üzerine yıllarca çalışmak, olabildiğince başka konular ile ilgilenmemek, aynı konuya konsantre olmak. Peki, bu kadar uzmanın olduğu yerde, büyük resmi görmek hala mümkün mü? Lakin uzmanlık, her an at gözlüğüne dönme tehlikesi yaşayan bir yaklaşım. Bunun birçok örneğini canlı olarak yaşıyoruz, zamanının dev firmaları, büyük yatırımlar yapan, inanılmaz karlar elde eden firmalar (örneği Nokia), bir anda alt üst oluyorlar. Bunun sebebi nedir? Uzmanlaşma biraz fazla abartılmış olabilir mi? Evet uzmanlık harika bir şey, ama sadece gerektiği yerde, her yerde değil. İş liderliğe, risk almaya gelince, ihtiyacımız olan vizyoner, geleceği kabaca tahmin edebilen veya daha modern bir tabirle geleceğe göre şekil almayı bilen liderler.
Herkesin bir yöntemi var, bir yaşama sekli, hayata bakış açısı. Bu noktada, benim kişisel tercihim genelde vizyondan yana oldu. Bu yüzden birçok alana girip çıkıp, alanlar arası deneyim kazanmayı hedefledim. Bu karmaşıklığa rağmen ilgi alanlarımın kesiştiği birkaç nokta var. Bunlar, kullanıcı deneyimi, etkileşim, yeni teknolojiler, dijital sanat, insan aklı.